Fatih Kuran
Hayatımızda muhtemelen bir daha hiç bir yerde yaşayamayacağımız birçok şey yaşadık. Bunun yanında iş hayatında, normal hayatımızda eninde sonunda yaşayacağımız birçok sorunun, sıkıntının simülasyonunu da yaşadık bu 10 haftada. Buna nasıl direnç göstereceğimizi nasıl hareket edeceğimizi yaptığımız yanlışlarla öğrendik. (Fail early, fail fast) Eğitim ciddi manada zor. Normal klasik eğitim veren bir kurs gibi düşünüp gelirsen ve burada kendini değiştirmezsen başarılı olman çok zor. Uyku en büyük düşmanın olacak :).
Eğitime direnç göstermemelisin. Eğer direnç gösterirsen, verilen ödevleri çok fazla sorgularsan programdan o kadar az yararlanırsın. Çünkü yaşatılmak, öğretilmek istenen şeyle değil kafandaki sorularla boğuşursun. Verilen her ödevin bir anlamının olduğu düşünerek, senden önce bu adamların bunun üzerinde oldukça düşündüğünü fikir alışverişi yaptığını düşünerek, çok fazla sorgulamadan yapman en çok faydayı sağlayacaktır.
Eğitimde yapılan herşeyin, verilen her ödevin, söylenen her sözün, her bakışın dahi bir anlamı, bir sebebi var. Eğitmen senden 1-2 adım önde değil, yolun sonunda ve yolu ezbere biliyor. Senin yoldaki durumuna göre sana nasıl daha faydalı olabilirim diye eğitim sürekli kendini güncelliyor, gelen kursiyerlere bağlı olarak farklı uygulamalara gidilebiliyor. Biz bu 10 hafta boyunca her ne kadar kendimizi zorladıysak çok çalıştıysakta, arka plandaki ekibin bizim için bizden çok çalıştığı haftalar ilerledikçe çok daha belli oluyor.
Kursa başlamadan önce rapor yazmak, makale yazmak bunlar çok uzak terimlerdi benim için. Türkiye deki sayısal bölümlerde okuyan, mezun olan birçok kişi için bu durum mevcut. Şimdi geri dönüp baktığımda bir blog açacak kadar yazı yazmışız ödevlerle. Demem o ki aslında birçok engeli kafamızda kendimiz oluşturuyoruz. Aslında gayette güzel yapacağımız işleri yapamayız diyip başlamadan bitiriyoruz. Halbuki hiç denemedik.
Meşhur bir laf var ya bana balık verme, tutmasını öğret diye. Heh işte burda tutmasınıda öğretmiyorlar. Seni suyun içine atıyorlar. Hayatta kalacaksın diyorlar. Orada öyle güzel öğreniyorsunki hayatta kalmayı, birinin sana öğretebileceğinden çok daha kalıcı ve unutulmaz oluyor.
Saha Egitimi uygulaması… Bunu anlatmak çok zor. Aslında gerekte yok :). Yaşayıp görmek gereken bir hadise. SAT uygulamasının herkes üzerindeki etkisi farklı oluyor. Yaşanan stres, baskı, acı, yorgunluk seni başka bir noktaya çıkartıyor.
Eğitim ilerledikçe Cyber Struggle bir parçan olmaya başlıyor. İçinde sevgi büyütmeye başlıyorsun. Cehennem haftası yaklaşmaya başladıkça sertifika almayı çokta önemsemiyorsun. Çünkü olaya bakış açın değişiyor. Sertifikanın amaç değil araç olduğunu anlıyorsun. Sertifikadan çok ranger olmak daha çok anlamlı geliyor. Kendi takımınla birlikte o ailenin içinde yer almak istiyorsun ve bir yandan ben bu ailenin içinde yer alacak kadar iyi miyim diye sorguluyorsun. Ranger olmanın üzerine getireceği sorumluluğu düşünüyorsun. Çünkü eğer ranger olursan hayatını eskisi gibi devam ettiremezsin. O insanların seni o konuma getirmesi için harcadığı emeğe saygısızlık olur eskisi gibi devam etmek.