Ece Orsel
Zihinsel olarak hazır gelseniz bile sizi defalarca duvara toslatan, her toslamada potansiyelinizi bir tık yükselten, tembel zihinleri ve tembel bünyeleri disipline eden, zaman zaman sabrınızın sınırlarını zorlayan, ”offf bu ne şimdi birşeyler yaptık ama neydi ki bu” muammasına düşürüp etrafınıza anlamsız bakışlar atmanızı sağlayan ve sizi sürekli araştırmaya iten, “oh bu konuyu anladım” dediğiniz anda karşınıza yine bilmediğiniz birşeyi çıkartan, yine muammaya sokan bir kısır bir döngü. Belli bir süre sonra bu durumu garipsemeyip, zevk almaya başlıyorsunuz.
Asıl yolculuğunuz bu aşamada başlıyor, her haftayı merak ederek gidiyorsunuz. Biraz psikopatlaştırıyor aslında 🙂 “the only easy day was yesterday” mottosunu iliklerine kadar yaşamış biri olarak diyebilirim ki, uyku ile vedalaşın. Bunların dışında, bu eğitimin diğer cilvelerinden birisi ise, sizi iç dünyanızda uzuun uzuun bir yolculuğa çıkartıyor olması. Bu serüvende neler mi var? Egolar, kibirler, iç seslerin gereğinden fazla yüksek sesle konuşması bunlardan bir kaçı. Eğitimin yoğunlu ile birlikte insan üzerinde ıslak havluyla dövülmüş hissi yaratabiliyor. Bütün bu hengamelerin içinde sizi mental olarak farklı bir seviyeye çıkartıp iki boyutlu dünyanızı üç boyutluya geçiriyor.
Evet, gelelim asıl önemli meseleye; bu eğitimde herşeyden öte birşey var o da takımın! farklı karakterler, farklı kültürler, nasıl olacak? nasıl anlaşacağım? nasıl takım olacağız? sorunsalları çığ gibi büyürken birden tek yumruk olmak, insanlara güvenmeyi öğrenmek, her bir bireyi ailenden gibi görmeye başlamak, sırtında olan bir el, düştüğünde kaldıran, ağlarken susturan, saçma triplerini çeken, hatta halden anlayıp önüne çikolata koyan birbirinden güzel insanlar…
Aksilikler yaşanmıyor mu? yaşanıyor tabi, burada yaşayacağınız her sorun aslında altın değerinde tecrübeler katıyor insana, kurumsal hayatta yaşayacağınız sorunların küçük bir simülasyonu niteliğinde değerlendirebilirsiz. Eğitimin diğer merak konusu olan SAT eğitimleri, diğer dönemler için şimdiden başarılar diliyorum. Şu anda anlamsız gibi gözükse de, zaman içerisinde ne kadar değerli olduğunu, “anlatılmaz yaşanır” mottosunun hayat bulmuş halini belkide hayatınızda ilk kez yaşayacağınız, her saniyesi çok değerli, her saniyesi unutulmaz anlar.
Ve Kubilay hocamız! Kendisi biraz cinstir 🙂 Şaka değil, gerçekten öyle. Şu ana kadar gördüğünüz eğitmenleri unutun derim ben. Kendisi yürüyen bir tecrübe deposudur. Söylediği her kelime size kendi depolarınızı fullemek ve gaza basmak için yarattığı birer fırsat aslında. O anları iyi değerlendirmek ve kendine ders çıkartabilmek depoları doldurmanın birinci koşullu.
Çok fazla spoiler verdim sanırım..bizden sonraki birliklere başarılar diliyorum veeeeee ASLA ama ASLA VAZGEÇMEYİN! Bir diğer cümle “merak etme oturacak!” evet oturuyor. Sistem geleneksel eğitim sistemi değil. Her şey havada mı kaldı? “oturacak!” oturuyor. Nasıl bilmiyorum ama söyleneni yaptığınız sürece oturuyor. 🙂