Esra Kocaoglu
10 hafta sonunda bitmesine üzüldüğüm ve hayatımda bu kadar etkili rol oynayan şeyin bir eğitim olduğuna inanamıyorum. Evet bu süreci bir kurs, bir eğitim olarak değil de, yaşam biçiminizde siz farketmeden sağlam değişiklikler yaratan bir süreç olarak bakmanız daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bir yandan çalışırken diğer yandan kurs sürecini ne kadar sağlıklı tamamlayabilirim konusunda büyük tereddütlerim vardı.Hem de bilgi konusunda çok çok zayıf iken. Ama tamamlanıyormuş. Zor oluyor tabi ki ama her zorlandığınızda ve devam ettiğinizde (devam etmek zorunda hissediyorsunuz), kendinizi bir tık daha güçlü buluyorsunuz. Başvuru sürecimde bu eğitim ile alakalı bulduğum her şeyi okudum, birkaç mezun ile konuşma fırsatı buldum. Ama söylenenler uzak geliyordu. O on hafta bitti ve söylenen herşeyi şimdi daha iyi anladım.
Öncelikle eğitimde size herşey anlatılmıyor. zaten olay burada başlıyor. Elinize kaynak slaytı verip anlatarak geçmek yok. Anahtar kelimeler verilip ilk kez duyduğunuz konularda sizden birşeyler bekleniyor burada. Peki bekleniyor da ne mi oluyor; o ilk kez duydum dediğiniz konularda ‘ne yapacakmışız şimdi’ diyip başlıyor ve yapana kadar kalkmıyorsunuz. Zaman zaman ‘Ben şimdi ne öğrendim, aman hiç birşey bilmiyorum’ gibi düşüncelere kapılabilirsiniz, sakin olun. Eğitim boyunca size; ‘merak etme, oturacak’ deniyor. O sese kulak verin, öyle oluyor. Zaten süreç size bir ekibin parçası olmayı öğretiyor,bir ekibiniz var, yalnız değilsiniz korkmayın. Birbirinden farklı insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir birlik içindesiniz. O farklılıklar silinip özellikle ilk saha eğitiminden itibaren daha sıcak ve ekibe güvenerek hareket etmeye başlıyorsunuz.
Söylenen her sözün, yapılan her davranış ve olayın size yeni şeyler kattığını farkediyorsunuz sonrasında. Süreç boyunca en çok duyacağınız cümlelerden biri bahaneleri ne olarak görmenize dair fikir veriyor size 🙂 Yapamadığınıza veya yapamayacağınıza dair söylediğiniz birçok şey ürettiğiniz bahaneleriniz ve ilk işiniz onlardan kurtulmak.Burada bahaneye yer yok. Sınırları kendiniz belirlersiniz ve kendi sınırlarınızı zorladıkça başarı ve mutluluğu yakalarsınız. Öyle ki buraya gönülden bir bağ kuruluyor, kendini borçlu hissediyor insan.Çünkü on hafta boyunca sizinle birlikte çabalayan, az uyuyan, emek harcayan biri var karşınızda. Gönderilen bir ödev içinize sinmiyorsa vicdan azabı çekiyorsunuz; yeterince özen gösteremedim,bir saat uyumak yerine hiç uyumamalıydım diye hayıflanabiliyorsunuz.
On hafta bitti, sonrasında getirdikleri şunlar oldu; artık çok daha az uyuyorsun, fazlasını istemiyor vücut, hatta artık yarım saat fazla uyusam rahatsızlık hissediyorum, baş ağrısı oluşturuyor. Az uyku insanı daha dinç ve iyi hissettiriyor çünkü günün geri kalanında yapılacak birçok iş var. Yeter kelimesini unutuyorsun, iş yapmaya aç oluyorsun çünkü on hafta boyunca uyumadan görev yapmak için kafanda planlamalar oluşturarak geçti.
Ve aslında bundan sonra ‘bunu yapabilir misin?’ diye sorulduğunda tereddüt etme yok, nasıl yapacağımı çözmek için ne kadar vaktim var diye bakıyorsun. Sürtünme faktörlerinden bir bir kurtuluyorsun. Sanırım aslında onyedi yıllık eğitim hayatının öğretemediğini öğrendiğim için bu kadar çok sevdim; burada öğrenmeyi öğreniyorsunuz. Bir şeyi yapamamanızın sebebinin bilmemek değil de yeterince istememek olduğunu anlıyorsunuz.
Şimdi fark ediyorum da teknik olarak değil de eğitimin fiziksel ve mental olarak neler yapabildiğinden bahsetmişim. Bu eğitimi diğerlerinden ayıran şey bunlar işte. Zaten sizde birşeylerin değişmesine sebep olan da bu. Önce ailen fark ediyor değişimi. Sonra yakın çevren ve arkadaşların. Bunları duyunca anlıyor insan; demek ki işe yaramış. Ve devam etme arzusu sarıyor içini. Şimdi kendime bir söz verdim ve elde ettiğim bu kazanımları kaybetmeden o yönde ilerlemeye devam etmek durumundayım, bana kendimi iyi hissettirecek olan artık bu çünkü.
Bir sonraki eğitime katılma düşüncesi içerisinde iseniz ve araştırıp okuduklarınız yeteri kadar sizi rahatlatmadıysa herhangi bir mezunu bulup soru sormanızda hiç sıkıntı yok. Ben öyle yapmıştım mesela; daha önceki birliklerden olduğınu öğrendiğim ve aynı kurumda çalıştığım bir arkadaşın önüne pat diye çıktım ve deli gibi sorular yağdırdım, zerre garipsemedi ve elinden geldiğince yardımcı oldu 🙂
Bu süreci yaşamak istiyorsanız yazın bir kenara; “En kolay gün dündü!” Şu an haftaiçi çalıştığım ve her anımı yoğun tuttuğum halde boşluk var hayatımda. O his yok. Saate bakıp mesai sonrası hayatımın yeni başladığını hissettiğim o olay yok. Saat yaklaştıkça herkes gönderdi mi ödevi telaşı yok, bu gece nöbet kimdeydi sorusunu aklımdan geçiremiyorum artık. Büyük bir eksiklik var; süreç bitince rahatlama hissediceğimi sanıyordum ama buruk hissediyorum.
Ve birliğim,silver wolves, sizsiz ilk cumartesi ve şimdiden özledim sizi. Bize yaşattığınız herşey ve kazandırdığınız aile için çok teşekkürler CyberStruggle.